Helezon Yay Kesilirse Ne Olur? Gücün Gerilimi Üzerine Bir Siyaset Bilimi Denemesi Bir siyaset bilimci için “helezon yay” yalnızca fiziksel bir nesne değil, toplumsal düzenin dinamik dengesinin metaforudur. Yay, güçle düzen arasındaki gerilimi temsil eder: bastırıldığında direnç üretir, serbest bırakıldığında enerji açığa çıkar. Peki, bu helezonik yay kesilirse ne olur? Yani toplumun gerilim üretme, tepki verme, dönüşme yeteneği ortadan kaldırılırsa? Gücün Mekaniği: İktidarın Yayını Kim Tutar? Modern siyaset kuramı, iktidarı sabit bir kuvvet olarak değil, ilişkisel bir enerji alanı olarak görür. Michel Foucault’nun sözleriyle, iktidar “her yerdedir” çünkü her ilişki biçimi bir iktidar devinimi taşır. Helezon yay bu anlamda, devletin,…
Yorum BırakGünlük Sofra Notları Yazılar
Helal ve Haram Nedir? Etik, Epistemoloji ve Ontolojinin Kesişiminde Bir Felsefi Okuma Bir Filozofun Gözünden: Helal ve Haramın Düşünsel Kökenleri Bir filozof için her kavram, sadece bir tanım değil; bir varlık sorusunun yankısıdır. “Helal” ve “haram” da bu bağlamda yalnızca dinî emirlerin değil, insanın ahlaki varoluşunun derinliklerine uzanan iki kutuptur. Bu iki kavram, yaşamın en basit eylemlerinden —yemekten, konuşmaktan, dokunmaktan— insanın kendi varlığını anlamlandırma biçimine kadar her şeyi kuşatır. Felsefi açıdan bakıldığında, helal ve haram yalnızca “yapılabilir” ve “yapılamaz”ın ötesinde, insanın iyiyle kötü arasındaki sürekli müzakeresinin dilidir. Etik Perspektif: Eylemin Değerini Belirleyen Nedir? Etik düzlemde “helal” ve “haram”, insan davranışlarının…
Yorum BırakSamuray Ruhu Nedir? Gerçek Cesaret mi, Yoksa Tarihin Parlatılmış Bir Masalı mı? Kabul edelim: “Samuray ruhu” dendiğinde aklımıza onur, cesaret, sadakat ve disiplin gelir. Fakat hiç düşündünüz mü, bu kavram gerçekten o kadar yüce mi, yoksa tarih tarafından parlatılmış bir efsaneden mi ibaret? Belki de “samuray ruhu” dediğimiz şey, bugünün bireysel özgürlük anlayışına taban tabana zıt bir disiplin mitidir. Peki biz neden hâlâ bu kavrama hayranlıkla bakıyoruz? Bir Mitin Doğuşu: Onur ve İtaat Arasında Samuray ruhu — yani “Bushido” — Japonya’nın feodal döneminde, savaşçı sınıfın yaşam rehberi olarak ortaya çıktı. Sözde yedi temel erdem üzerine kuruluydu: doğruluk, cesaret, merhamet, saygı,…
Yorum BırakNezle Hemen Nasıl Geçer? Geleceğin Soğuk Algınlığına Dair Bir Beyin Fırtınası Bir gün, burnumuz tıkandığında sadece bir düğmeye basarak “nezle modunu” kapatabileceğimiz bir dünya hayal ediyorum. Akıllı ev sistemleri, vücut ısısını takip eden sensörler, hatta belki de mikro robotlar… Hepsi, o klasik “hapşu”yu tarihe gömebilir mi? Nezlenin geleceği, belki de insanlığın kendi biyolojisini yeniden yazma macerasının ilk adımı olacak. Ama önce şu soruya dürüstçe cevap verelim: Nezle hemen nasıl geçer? Bugün elimizdeki çözümlerle, yarının tıp devrimleri arasında bir köprü kurmanın tam zamanı! Erkeklerin Analitik Vizyonu: “Veriyi Oku, Nezleyi Bitir” Erkekler genelde nezleye stratejik bir görev gibi yaklaşır. Burun tıkanıklığını bir…
Yorum BırakGüvenilirlik Özelliği Nedir? Antropolojik Bir Bakış Bir antropolog olarak dünyayı dolaştığınızda, insanların birbirine neden ve nasıl güvendiğini anlamak çoğu zaman dillerden, ritüellerden, hatta bir bakıştan daha fazla şey anlatır. Güvenilirlik, yalnızca bireysel bir erdem değil; kültürlerin dokusunda gizli bir sosyal bağdır. Bu yazıda, güvenilirlik özelliğini ritüeller, semboller, topluluk yapıları ve kimlik inşası üzerinden inceleyeceğiz. Çünkü güven, sadece “inanmak” değil; bir toplumun kendini var etme biçimidir. Ritüeller ve Güvenin Sembolik Doğası Her kültürde güveni temsil eden ritüeller bulunur. Kimi toplumlarda bu, el sıkışma gibi basit bir jesttir; kimilerinde ise kan kardeşliği ya da kutsal bir yemin biçiminde tezahür eder. Antropolojik açıdan…
Yorum Bırak[](https://www.gurgentepe.gov.tr/gurgentepe-kaymakami-sayin-buket-yesilgulun-10-aralik-dunya-insan-haklari-gunu-mesaji?utm_source=chatgpt.com) Gürgentepe Kaymakamı Kimdir? Gürgentepe, Ordu ilinin dağlık ve yeşil dokusuyla tanınan bir ilçesidir. 2024 yılı itibarıyla ilçenin kaymakamı Emre Kazanmaz’dır. [1] Emre Kazanmaz’ın Eğitim ve Mesleki Geçmişi 1996 yılında Bursa’nın Orhangazi ilçesinde doğan Emre Kazanmaz, ilk ve ortaöğrenimini Balıkesir’in Edremit ilçesinde tamamlamıştır. Lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde bitirmiş, ardından yüksek lisans çalışmalarına devam etmektedir. 2020 yılında İçişleri Bakanlığı’nın düzenlediği Kaymakamlık Sınavı’nı kazanarak, 109. Dönem Mülki İdare Amiri olarak Bartın Valiliği’nde Kaymakam Adaylığı görevine başlamıştır. [1] İl stajını tamamladıktan sonra sırasıyla Batman ve Kırklareli illerinde Mülkiye Teftişi stajlarını, Van-Tuşba ve Şırnak-Cizre…
Yorum BırakGümüş Böceği Hangi Kokuyu Sevmez? Öğrenme, Merak ve Doğanın Pedagojisi Üzerine Bir eğitimci olarak, her gözlemimde öğrenmenin yalnızca bilgi edinmekten ibaret olmadığını, aksine dünyayı anlama biçimimizi dönüştüren bir süreç olduğunu görüyorum. Doğa, bize bu dönüşümün en saf örneklerini sunar. Öğrencilerime sık sık söylerim: “Bir gümüş böceğini bile gözlemlemek, bir kitabı okumak kadar öğreticidir.” Çünkü öğrenmek, yalnızca zihinsel değil, duygusal ve sezgisel bir deneyimdir. Peki, bu küçük canlılar bize ne öğretir? Daha özelde sorarsak: Gümüş böceği hangi kokuyu sevmez? Bu basit gibi görünen soru, öğrenmenin nasıl merakla beslendiğini anlamak için harika bir başlangıç noktasıdır. Gümüş Böceğinin Davranışları ve Öğrenmenin Doğası Gümüş…
Yorum BırakCimdallı Ne Demek? Toplumsal Yapıların ve Cinsiyet Rollerinin Derinliklerinde Bir İnceleme Toplumların dinamikleri, her geçen gün değişse de, temelde insanların birbirleriyle olan ilişkilerini ve toplumsal rolleri büyük ölçüde şekillendirir. Bu toplumsal yapıları ve bireylerin bu yapılar içinde nasıl davrandığını anlamaya çalışırken, bazen halk arasında duyduğumuz kelimeler de derin toplumsal anlamlar taşır. Bunlardan biri de “cimdallı” kelimesidir. Kimi zaman küçümseyici bir şekilde, kimi zaman ise arkadaşça bir yaklaşımla karşımıza çıkan bu kelime, toplumun cinsiyet rollerini, ilişkisel bağları ve yapısal işlevleri nasıl gördüğünü ortaya koyar. Ben bir sosyolog olarak, toplumsal yapıları ve bireylerin etkileşimlerini anlamaya çalışırken, bazen en sıradan görünen kelimelerin bile…
Yorum BırakKaplanı Hangi Hayvan Yer? – Gücün de Bir Gün Eğileceği Bir Hikâye Bugün sana bir hikâye anlatmak istiyorum. Ne sıradan bir orman masalı ne de çocuklara uyuyana kadar okunacak bir fabl… Bu hikâye, gücün sınırlarını, doğanın dengesini ve en önemlisi de “yenilmez” sandıklarımızın bir gün nasıl yenildiğini hatırlatan bir yolculuk. Çünkü bazen en güçlü sandığımız şeyler bile, beklemediğimiz yerden gelen bir güç karşısında diz çöker. Tıpkı doğada kaplanın bile bir gün yenilebileceği gibi… Ormanın Kralı Değil, Gölgenin Savaşçısı Kaplan, ormanın en sessiz ama en ölümcül avcısıdır. Tek başına dolaşır, sabırla bekler ve avını bir hamlede yere serer. Kas gücü, çevikliği…
Yorum BırakKanın Rengi Nedir? “Mavi damar” masalını rafa kaldıralım Hazır tartışma çıkaracak bir cümleyle başlayayım: İnsan kanı mavi değildir, hiç olmadı. Yine de ders kitaplarında, çizgi filmlerde, hatta bazı sağlık yazılarında bile “toplardamardaki kan mavidir” söylemine rastlıyoruz. Bu, iyi niyetli ama yanlış bir sadeleştirme. Üstelik bilimi bulandırıyor. Gelin, bu kronik yanılgıyı parçalarına ayıralım; kimyanın ne dediğine, gözümüzün bizi nasıl yanılttığına ve kültürel mitlerin bu hatayı neden ısrarla sürdürdüğüne birlikte bakalım. Kısa cevap: Kan her zaman kırmızıdır; oksijenliyken daha parlak, oksijeni azaldığında koyu kırmızıdır. Damarların mavi görünmesi optik bir yanılsamadır. “Kırmızı”nın bilimi: Hemoglobinin imzası Kanın rengi, büyük ölçüde alyuvarlarımızdaki hemoglobin adlı proteinden…
Yorum Bırak